
Şirket Türleri ve Özellikleri Nelerdir?
Türkiye’de şirket kurmak isteyen girişimciler için en önemli kararlardan biri hangi şirket türünü seçecekleridir. Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre, şirketler genel olarak sermaye şirketleri ve şahıs şirketleri olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Hangi şirket türünün seçileceği, şirketin sermaye ihtiyacı, sorumluluk yapısı, vergilendirme sistemine tabi oluşu ve hisse devri gibi faktörlere bağlıdır.
Şirket Türleri Nelerdir?
Türk Ticaret Kanunu, şirketleri sermaye şirketleri ve şahıs şirketleri olarak ikiye ayırır. Bu şirket türlerinin kendine özgü avantajları ve sınırlamaları vardır.
Sermaye Şirketleri:
- Anonim Şirket (A.Ş.)
- Limited Şirket (Ltd. Şti.)
- Paylı Komandit Şirket
Şahıs Şirketleri:
- Adi Şirket
- Kollektif Şirket
- Adi Komandit Şirket
Her bir şirket türü, kuruluş prosedürleri, ortakların sorumluluk durumu ve mali yükümlülükler açısından farklılıklar gösterir.
Sermaye Şirketleri ve Özellikleri Nelerdir?
Sermaye şirketleri, ortakların kişisel malvarlıklarıyla değil, koydukları sermaye oranında sorumlu oldukları şirket türleridir. Bu şirketler yüksek sermaye gereksinimleri nedeniyle genellikle orta ve büyük çaplı işletmeler için tercih edilir.
Anonim Şirketi (A.Ş.) ve Özellikleri Nelerdir?
Ticaret Kanununun 329. maddesinde, Anonim Şirket; sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnızca malvarlığıyla sorumlu bulunan şirket olarak tanımlanmıştır. Anonim Şirketlerin Genel Kurul ve Yönetim Kurulu olmak üzere 2 organı bulunmaktadır. Genel Kurulda şirketin bütün pay sahipleri temsil edilirken, Yönetim Kurulunda şirket esas sözleşmesi ile atanmış veya Genel Kurul tarafından seçilmiş kişi veya kişiler temsil edilmektedir. Anonim şirket, kanundaki istisnai hükümler saklı kalmak kaydıyla yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Anonim Şirket kanunen yasaklanmamış her türlü amaç ve faaliyeti gerçekleştirmek üzere kurulabilir.
Anonim Şirketlerin özellikleri şu şekildedir:
- Asgari sermaye: 250.000 TL (Halka açık olmayanlarda 50.000 TL)
- Ortak sayısı: 1 veya daha fazla kişi olabilir.
- Sorumluluk durumu: Ortaklar yalnızca taahhüt ettikleri sermaye miktarı kadar sorumludur.
- Hisse devri: Hisse devri serbesttir ve noter onayına gerek yoktur.
- Yönetim yapısı: Anonim şirketlerde yönetim kurulu zorunludur.
- Denetim: Belli büyüklükteki anonim şirketler bağımsız denetime tabidir.
- Vergilendirme: %25 kurumlar vergisine tabidir.
Limited Şirket (Ltd. Şti.) ve Özellikleri Nelerdir?
Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle yükümlüdürler. Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur. Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir. Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucular tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde imzalanması şarttır. Yürürlükteki mevzuata göre Limited Şirket esas sermayesi 10.000 Türk Lirasından az olamaz.
Limited Şirketlerin özellikleri şu şekildedir:
- Asgari sermaye: 10.000 TL
- Ortak sayısı: En fazla 50 kişi olabilir.
- Sorumluluk durumu: Ortaklar, koydukları sermaye oranında sorumludur.
- Hisse devri: Hisse devri belirli kurallara bağlı olup, noter onayı gerekir.
- Vergilendirme: %25 kurumlar vergisine tabidir.
Paylı Komandit Şirket ve Özellikleri Nelerdir?
Paylı Komandit Şirket, anonim şirket ile komandit şirketin özelliklerini birleştiren bir şirket türüdür. İki tip ortak bulunur: Komandite ortaklar, şirketi yönetir ve borçlardan sınırsız sorumludur; komanditer ortaklar ise yalnızca koydukları sermaye kadar sorumludur ve yönetimde yer almaz. Şirketin sermayesi paylara bölünebilir ve devredilebilir, bu yönüyle anonim şirkete benzer. Komandite ortaklar için risk yüksek olsa da komanditer ortaklar için güvenli bir yatırım imkânı sunar.
Paylı Komandit Şirket özellikleri ise şu şekildedir:
- Sermaye şirketi niteliğindedir.
- Ortaklardan bazıların sorumluluğu sınırlı, bazılarının ise sınırsızdır.
- Kâr paylaşımı, komandite ve komanditer ortaklar arasında belirlenir.
Şahıs Şirketleri Nelerdir?
Şahıs şirketleri, ortakların sınırsız sorumluluk taşıdığı ve genellikle küçük ölçekli işletmeler için tercih edilen şirket türleridir.
Adi Şirket Nedir?
Adi Şirket, en basit ve esnek ortaklık türlerinden biridir. İki veya daha fazla kişi, bir sözleşmeyle ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelerek bu şirketi kurar. Tüzel kişiliği yoktur, ortaklar şirket borçlarından sınırsız sorumludur. Resmi bir kuruluş süreci gerektirmez, ancak ortaklık sözleşmesi ile düzenlenir. Genellikle küçük ölçekli işletmeler ve girişimler için tercih edilir.
Adi şirket özellikleri şu şekildedir:
- Resmi bir tüzel kişiliği yoktur.
- Ortaklar şirket borçlarından şahsi malvarlıklarıyla da sorumludur.
- Küçük işletmeler ve bireysel girişimler için uygundur.
Kollektif Şirket Nedir?
Kollektif şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir.
Kollektif şirket sözleşmesi yazılı şekle tabidir; ayrıca, sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır.
Kollektif Şirketlerin özellikleri şu şekildedir:
- Tüm ortaklar sınırsız sorumludur.
- Genellikle aile şirketleri veya küçük ölçekli işletmelerde tercih edilir.
- Ortaklar, şirket yönetimine doğrudan katılabilir.
Adi Komandit Şirket Nedir?
Adi Komandit Şirket, iki farklı ortaklık yapısına sahip bir şirket türüdür. Komandite ortaklar, şirketi yönetir ve borçlardan sınırsız sorumludur. Komanditer ortaklar ise sadece koydukları sermaye kadar sorumlu olup yönetimde yer almaz. Tüzel kişiliği yoktur ve adi şirket gibi kolay kurulabilir. Risk ve sorumluluğun paylaşılması avantaj sağlarken, yönetimi komandite ortaklar üstlenir.
Adi Komandit Şirketlerin özellikleri ise şu şekildedir:
- Ortaklardan biri komanditer (sınırlı sorumlu), diğeri komandite (sınırsız sorumlu) olabilir.
- Küçük ölçekli işletmelerde kullanılabilir.
Şirket Türlerine Göre Vergi Oranları Nelerdir?
Türkiye’de şirket türlerine göre vergi oranları, şirketin yapısına göre değişir. Genel hatlarıyla şahıs şirketleri gelir vergisine tabi olurken, sermaye şirketleri (limited ve anonim şirketler gibi) kurumlar vergisine tabidir.
1. Şahıs Şirketleri (Gerçek Kişi İşletmeleri)
Şahıs şirketleri, gelir vergisine tabi olup artan oranlı vergi dilimlerine göre vergilendirilir. 2025 yılı için geçerli gelir vergisi dilimleri şu şekildedir:
- 158.000 TL’ye kadar → %15
- 158.000 TL – 330.000 TL arası → %20
- 330.000 TL – 800.000 TL arası → %27
- 800.000 TL – 4.300.000 TL arası → %35
- 4.300.000 TL’den fazlası → %40
Şahıs şirketleri genellikle küçük ölçekli işletmeler için tercih edilir ve vergisel yükümlülükleri, kazanca bağlı olarak değişir.
2. Limited ve Anonim Şirketler (Sermaye Şirketleri)
Bu şirketler, sabit oranlı kurumlar vergisi öderler. 2025 yılı için kurumlar vergisi oranları:
- Genel kurumlar vergisi oranı → %25
- Banka, finans, sigorta ve sermaye piyasası kurumları için → %30
- İhracat yapan şirketler için → %20 (5 puan indirim uygulanır)
- Sanayi sicil belgesine sahip üretim yapan şirketler için → %24 (1 puan indirim uygulanır)
Eğer bir şirket Borsa İstanbul’da halka açılmışsa, halka arz edilen kısmı için 2 puanlık kurumlar vergisi indirimi uygulanabilir.
3. Katma Değer Vergisi (KDV)
Tüm şirket türleri, yaptıkları satışlara bağlı olarak KDV (Katma Değer Vergisi) öder. KDV oranları mal veya hizmet türüne göre değişir:
- Temel gıda ürünleri → %1
- Bazı sağlık ve eğitim hizmetleri, otel konaklamaları, bazı tekstil ürünleri → %8
- Genel oran (hizmet sektörü, elektronik, otomobil vb.) → %20
4. Stopaj ve Diğer Vergiler
- Şirket ortaklarının aldığı kâr payları (temettü) → %10 stopaj kesintisine tabidir.
- Şahıs şirketlerinde basit usule tabi olan işletmeler daha düşük vergi yüküyle karşılaşabilir.
- Damga vergisi, harçlar ve belediye vergileri de işletmeye bağlı olarak değişebilir.
Şirket türünü seçerken sadece vergi oranlarını değil, işletmenin ihtiyaçlarını ve yasal sorumluluklarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Küçük işletmeler genellikle şahıs şirketi kurarak gelir vergisine tabi olurken, büyüme hedefleyen şirketler limited veya anonim şirket olarak kurumlar vergisi öder.
Hangi İş Kolu Hangi Şirket Türünü Seçmeli?
Şirket türü seçimi, işletmenin büyüklüğüne, faaliyet alanına, yatırım ihtiyacına ve hukuki sorumluluklarına göre belirlenmelidir. Türkiye’de en yaygın şirket türleri şahıs şirketi, limited şirket ve anonim şirket olup, her birinin kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır.
1. Küçük Ölçekli İşletmeler ve Girişimciler İçin: Şahıs Şirketi
Kimler İçin Uygun?
Yeni başlayan girişimciler, küçük sermaye ile iş kuranlar, serbest meslek sahipleri (mühendis, doktor, mimar, yazılımcı vb.), tek kişi olarak işletme yürütenler için uygundur.
Avantajları:
Kuruluş süreci hızlı ve düşük maliyetlidir. Vergi yükü, kazanca göre değişir (gelir vergisine tabidir). İşletme sahibinin tam kontrolünde olur.
Dezavantajları:
Sahip olunan tüm şahsi malvarlığıyla şirket borçlarından sorumlu olunur. Kurumsal büyüme açısından sınırlı yatırım imkânı sunar. Vergi dilimi arttıkça yüksek vergi ödenebilir.
Freelancer yazılımcılar, tasarımcılar, danışmanlar, küçük ölçekli e-ticaret yapanlar kafe, butik işletmeler, esnaf işletmeleri, muhasebeciler, diş hekimleri, avukatlar gibi meslek grupları küçük işletmelere örnek olarak verilebilir.
2. Orta ve Büyük Ölçekli İşletmeler İçin: Limited Şirket (Ltd. Şti.)
Kimler İçin Uygun?
Orta ölçekli işletmeler, birden fazla ortaklı iş kurmak isteyenler, yatırımcı çekmek isteyen girişimciler, hizmet sektöründe faaliyet gösteren şirketler için uygundur.
Avantajları:
Ortakların kişisel mal varlığı, şirket borçlarından korunur. Sabit oranlı kurumlar vergisine tabidir (%25). Yatırımcı çekmeye uygundur. Şirketin kapanışı şahıs şirketine göre daha güvenlidir.
Dezavantajları:
Kuruluş süreci şahıs şirketine göre daha karmaşıktır. Şirketi kapatmak zahmetli olabilir. Sermaye gereksinimi daha yüksektir (en az 10.000 TL sermaye).
Dijital ajanslar, reklamcılık, yazılım şirketleri, Orta ölçekli üretim ve sanayi işletmeleri, E-ticaret firmaları, Restoranlar, oteller, büyük ölçekli kafe zincirleri, İthalat ve ihracat yapan firmalar örnek olarak gösterilebilir.
3. Büyük ve Kurumsal İşletmeler İçin: Anonim Şirket (A.Ş.)
Kimler İçin Uygun?
Büyük sermayeli şirketler, yatırımcı çekmek ve halka açılmak isteyenler, bankacılık, sigorta, büyük ölçekli sanayi firmaları ve devlet teşviklerinden faydalanmak isteyen işletmeler için uygundur.
Avantajları:
Ortaklar, yalnızca koydukları sermaye kadar sorumludur. Halka arz edilebilir ve hisse devri kolaydır. Büyük ölçekli yatırımcılar için kurumsal güven sağlar. Devlet teşviklerinden yararlanma imkânı geniştir.
Dezavantajları:
Kuruluş maliyetleri yüksektir (en az 50.000 TL sermaye gereklidir). Avukat bulundurma zorunluluğu vardır (eğer sermaye 250.000 TL üzerindeyse). Resmi defter ve yönetim yükümlülükleri daha fazladır.
Büyük sanayi kuruluşları, Bankalar, sigorta şirketleri, Holdingler, enerji ve altyapı firmaları, Büyük ölçekli teknoloji şirketleri, Lojistik ve taşımacılık devleri örnek olarak gösterilebilir.
İş Kolu ve Şirket Türü Seçimi
İş Kolu | Şirket Türü Önerisi |
Bireysel girişimcilik, serbest meslek | Şahıs Şirketi |
Küçük ölçekli e-ticaret | Şahıs Şirketi veya Limited Şirket |
Orta ölçekli ticaret, hizmet sektörü | Limited Şirket |
Büyük ölçekli ticaret, yatırım gerektiren işler | Anonim Şirket |
İthalat – ihracat | Limited veya Anonim Şirket |
Sanayi ve üretim | Anonim Şirket |
Halka arz planlayan firmalar | Anonim Şirket |
Şirket türü seçerken mali yükümlülükler, hukuki sorumluluklar ve işin büyüklüğü göz önünde bulundurulmalıdır. Küçük işletmeler için şahıs şirketi cazip görünse de büyüme potansiyeli olan girişimler için limited veya anonim şirket kurmak daha avantajlı olabilir.
Şirket Türleri Arası Değişim, Birleşme – Devralma Mümkün mü?
Evet, Türkiye’de şirket türleri arasında değişim, birleşme ve devralma mümkündür. Ancak bu süreçler, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Mevzuatı çerçevesinde belirli kurallara tabidir. Her durumun kendine özgü yasal prosedürleri ve vergisel yükümlülükleri bulunur.
1. Şirket Türleri Arasında Değişim (Dönüşüm)
Bir şirketin, faaliyetlerini sonlandırmadan başka bir şirket türüne geçiş yapması mümkündür. Bu süreç, “nev’i değişikliği” olarak adlandırılır ve özellikle büyümek, yatırım çekmek veya vergisel avantajlardan faydalanmak isteyen işletmeler tarafından tercih edilir.
Şirket Türleri Arasında Dönüşüm Yapılabilir mi?
Evet, şu dönüşümler mümkündür:
- Şahıs şirketi → Limited / Anonim Şirket
- Limited Şirket → Anonim Şirket
- Anonim Şirket → Limited Şirket
- Kooperatif → Sermaye Şirketi (A.Ş. veya Ltd. Şti.)
Dönüşüm Sürecinde Genel Şartlar:
- Şirketin bilanço ve defterleri güncellenir.
- Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edilir.
- Vergi Dairesine bilgi verilir.
- Şirketin borçları ve hakları korunarak dönüşüm gerçekleştirilir.
Avantajları:
- Daha fazla yatırımcı çekme (örneğin, limited şirketten A.Ş.’ye geçiş).
- Vergi avantajları sağlama.
- Daha kurumsal bir yapı oluşturma.
Dezavantajları:
- Muhasebe ve hukuk danışmanlığı gerektirebilir.
- İşlem maliyetleri olabilir.
2. Şirketlerin Birleşmesi
Birleşme, iki veya daha fazla şirketin tek bir çatı altında toplanması anlamına gelir. Bu genellikle ekonomik ölçek avantajı yaratmak ve rekabet gücünü artırmak için yapılır.
Şirket Birleşme Türleri:
- Tam Birleşme: Tüm şirketler tek bir şirket haline gelir. Diğer şirketler tüzel kişiliğini kaybeder.
- Kısmi Birleşme: Şirketlerden biri devam ederken, diğerinin varlıkları devralınır.
Birleşme Yapabilecek Şirket Türleri:
- Anonim Şirket (A.Ş.) → Anonim Şirket (A.Ş.)
- Limited Şirket (Ltd. Şti.) → Anonim Şirket (A.Ş.)
- Şahıs Şirketleri → Sermaye Şirketleri (Ltd. veya A.Ş.)
- Kooperatifler → Şirketler
Vergisel ve Hukuki Etkiler:
- Vergi avantajı: Birleşen şirketin zararları devralan şirkete aktarılabilir.
- Vergi yükümlülükleri: KDV ve kurumlar vergisi açısından birleşme sırasında belirli yükümlülükler doğabilir.
- Hukuki süreç: Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil gereklidir.
3. Devralma (Satın Alma – Hisse Devri)
Şirket devralma, bir şirketin veya hisselerinin başka bir şirket ya da kişi tarafından satın alınmasıdır. Devralma işlemleri, özellikle yatırımcılar ve büyük şirketler arasında yaygındır.
Devralma Yöntemleri:
- Hisse Devri: Bir şirketin hisseleri satın alınarak yönetim kontrolü devralınır.
- Ticari İşletme Devri: Şirketin aktif ve pasif varlıkları, marka haklarıyla birlikte devredilir.
Devralma Sürecinde Vergisel Etkiler:
- Hisse devrinde genellikle KDV uygulanmaz, ancak gelir vergisi veya kurumlar vergisi doğabilir.
- Ticari işletme devrinde KDV uygulanır.
- Şirketin borçları yeni sahip tarafından üstlenilir.
Sonuç olarak,Türkiye’de şirket türleri arasında değişim, birleşme ve devralma mümkündür ve hukuken düzenlenmiştir. Ancak bu süreçlerde mali, vergisel ve hukuki yükümlülüklerin iyi analiz edilmesi gerekir.
- Şirket dönüşümü, şirketin yapısını değiştirmek isteyen girişimciler için avantaj sağlar.
- Birleşmeler, büyük ölçekli ticari avantajlar yaratabilir.
- Devralmalar (hisse veya işletme devri) yatırımcılar için cazip olabilir.
Bu tür işlemleri gerçekleştirmeden önce uzman bir avukat veya mali müşavir ile çalışmak, sürecin sağlıklı yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Her Şirketin Avukatı Olmalı Mı?
Şirketlerin avukat bulundurması, yasal zorunluluklar, risk yönetimi ve uzun vadeli ticari başarı açısından kritik bir konudur. Türkiye’deki mevzuata göre belirli kriterlere sahip şirketler için avukat bulundurma zorunluluğu olsa da, hukuki danışmanlık almak her şirket için büyük bir avantajdır.
1.Hukuki Zorunluluk: Hangi Şirketler Avukat Bulundurmak Zorunda?
Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesine göre:
• Sermayesi 1.000.000 TL ve üzeri olan anonim şirketlerin bir avukat ile çalışması zorunludur.
• Limited şirketler için böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu şartı taşıyan şirketler, avukat bulundurmazlarsa her ay için idari para cezası ile karşı karşıya kalabilirler.
.
2. Avukat Bulundurmanın Avantajları
Şirketler için bir avukat ile çalışmanın yalnızca yasal zorunlulukları yerine getirmekten çok daha fazlası vardır. Avukat bulundurmanın sağladığı avantajlar şunlardır:
a) Sözleşmelerin Güvencesi
- Şirketler, müşterileri, çalışanları, tedarikçileri ve yatırımcıları ile çeşitli sözleşmeler yapar.
- Hatalı ya da eksik hazırlanmış sözleşmeler şirketi büyük mali yükümlülük altına sokabilir.
- Avukatlar, hukuki riskleri önceden değerlendirerek şirketi koruma altına alır.
b) Hukuki Uyuşmazlıklarda Koruma
- İş davaları, alacak tahsili, tazminat davaları gibi konularda önleyici ve çözüme yönelik hukuki destek sağlar.
- Mahkemeye gitmeden, arabuluculuk ve uzlaşma yolları ile şirketin zamandan ve paradan tasarruf etmesine yardımcı olur.
c) Vergi ve Ticaret Hukuku Danışmanlığı
- Vergi mevzuatındaki değişiklikleri takip ederek şirketin yasalara uygun hareket etmesini sağlar.
- Şirket birleşmeleri, devralmalar ve iflas süreçlerinde şirketin haklarını koruyarak olası zararları en aza indirir.
d) Çalışan Hakları ve İş Hukuku Süreçleri
- İşçi-işveren ilişkilerinde şirketi olası tazminat yükümlülüklerine karşı korur.
- Çalışanlarla ilgili işe alım, işten çıkarma, disiplin süreçleri ve iş güvenliği konularında hukuki destek sunar.
e) Marka ve Patent Koruması
- Şirketin ticari markasını, fikri mülkiyet haklarını ve patentlerini koruyarak haksız rekabeti önler.
- Rakip firmaların hukuki ihlallerine karşı şirketin haklarını savunur.
3. Avukatsız Şirketler Ne Gibi Riskler Taşır?
Bir şirketin avukatla çalışmaması halinde karşılaşabileceği riskler:
- Hukuki ihlaller nedeniyle yüksek tazminat ödemek
- Yanlış sözleşmeler sonucu ticari kayıplara uğramak
- Çalışanlarla yaşanabilecek iş davalarında ciddi zarar görmek
- Vergi kanunlarına uyumsuzluk nedeniyle cezalar almak
- Ticari anlaşmazlıkları yanlış yöneterek itibar kaybına uğramak olarak sıralanabilir.
Şirketlerin yasal sorunlarla karşılaşması durumunda sonradan avukata başvurması çoğu zaman geç kalınmış bir hamledir. Hukuki sorunlar yaşanmadan önce bir avukata sahip olmak önleyici hukuk hizmeti açısından oldukça önemlidir.
Eğer bir anonim şirketin sermayesi 250.000 TL ve üzerindeyse, avukat bulundurmak yasal bir zorunluluktur. Ancak sermaye miktarı ne olursa olsun, hukuki güvence altına alınmamış bir şirket, büyük riskler taşır.
Küçük ve orta ölçekli şirketler için dahi bir avukat ile düzenli çalışmak uzun vadede yasal güvenlik sağlar, gereksiz mali kayıpları önler ve şirketin sürdürülebilirliğini artırır. Bu nedenle her şirketin en azından bir avukat ile düzenli danışmanlık hizmeti alması kritik öneme sahiptir.
Ticaret ve Şirketler Hukuku Kapsamında Gündüz & Hanoğlu Hukuk Bürosunun Verdiği Hizmetler Nelerdir?
- Şirket Kuruluş Danışmanlığı
- Sermaye Artırımı ve Azaltımı
- Şirket Birleşme ve Devralmaları
- Ticari Sözleşmelerin Hazırlanması ve Denetimi
- Hukuki Uyuşmazlıklar ve Davaların Yönetimi
- Vergi ve Mali Danışmanlık Hizmetleri
- İnsan Kaynakları Süreçlerine Destek Hizmetleri
- Tahsilat Süreçlerinin Takibi
- İflas-Konkordato Süreçlerinin Takibi ve Yönetimi gibi ticari hayatta karşılaşılabilecek pek çok noktada Büromuzca hizmet verilmektedir.
Şirketiniz için Avukat Danışmanlığı Alın!
Şirketinizin hukuki sorunlarla karşılaşmadan, en iyi hukuki çözümlerle yönetilmesi için profesyonel hukuki danışmanlık alarak işletmenizi güvence altına alabilirsiniz. Online hukuk danışmanlığı sayesinde, zamandan tasarruf ederek uzman desteğine hızlıca ulaşabilir, her türlü ticari süreciniz için doğru adımları atabilirsiniz. Şirket hukuku alanında uzman bir İstanbul ticaret ve şirket hukuku avukatı ile çalışmak, hukuki ihtilafların önlenmesi ve doğru kararların alınması açısından kritik önem taşır.