08 Nisan 2025

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Nedir?

Av. Güvenç Hanoğlu

Dolandırıcılık suçu, bireylerin malvarlığına yönelik en sık rastlanan ve toplumun ekonomik güvenliğini tehdit eden suç tiplerinden biridir. Failin hileli davranışlarla mağdurun iradesini yanıltarak kendisine ya da bir başkasına haksız bir menfaat sağlamasıyla oluşan bu suç, Türk Ceza Kanunu’nda hem basit hem de nitelikli halleriyle ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Özellikle bilişim sistemleri, kamu kurumları veya meslek güveni istismar edilerek işlenen nitelikli dolandırıcılık fiilleri, ağır cezalara tabi tutulmakta ve ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaktadır. Gündüz & Hanoğlu Hukuk Bürosu olarak, dolandırıcılık suçlarına ilişkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde müvekkillerimize hem mağdur hem de şüpheli sıfatıyla güçlü, titiz ve stratejik bir hukuki temsil sunuyoruz.

Dolandırıcılık Suçunun Cezası

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 157. maddesinde, “hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Bu suç tipi, malvarlığına karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin hile niteliğinde davranışlarda bulunması, mağdurun bu davranışlar sonucu hataya düşürülmesi, hataya düşürülen kişinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığında zarar meydana gelmesi ve bunun sonucunda fail veya başkasının haksız kazanç elde etmesi şartlarının tamamının gerçekleşmiş olması gerekir. Dolandırıcılık suçunun maddi unsuru; hileli davranışlarla mağdurun iradesinin sakatlanmasıdır. Basit yalanlar değil, mağdurun denetim imkânını önemli ölçüde zorlaştıran, kurgusal, sistematik ve yoğunlaştırılmış aldatma eylemleri “hile” olarak değerlendirilir. Manevi unsur ise kasttır ve failin hileli davranışları bilinçli şekilde gerçekleştirerek haksız menfaat sağlama niyetinde olması gerekir. TCK m.157’ye göre dolandırıcılık suçunun temel şekli için öngörülen yaptırım, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Ancak suçun kamu kurumlarının araç kılınması, banka veya kredi kurumları, bilişim sistemleri veya basın-yayın araçları kullanılarak işlenmesi gibi nitelikli hâller söz konusu olduğunda, ceza TCK m.158 gereği ağırlaştırılarak 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve yine beş bin güne kadar adli para cezası şeklinde uygulanır. Dolandırıcılık suçları şikâyete tabi olmayıp resen soruşturulur. Etkin pişmanlık hükümleri uyarınca zararın tamamen giderilmesi hâlinde mahkeme tarafından cezada önemli oranda indirim yapılabilir. Bu suçlarda görevli mahkeme suçun niteliğine göre değişiklik göstermekle birlikte, temel şekli Asliye Ceza Mahkemeleri; nitelikli hâlleri ise Ağır Ceza Mahkemelerince yargılanır. Suçun takibi açısından zamanaşımı süresi, suçun temel şekli için 8 yıl, nitelikli şekli için ise 15 yıldır. Dolandırıcılık suçunun soruşturma ve kovuşturma süreçleri, suçun karmaşıklığı, delillerin niteliği ve mağdur sayısı gibi kriterlere göre farklılık gösterebilir.

Dolandırıcılık Nedir?

Dolandırıcılık suçu, bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kişiyi kandırarak, onu veya başkasını zarara uğratıp kendisine veya üçüncü bir kişiye yarar sağlamasıdır. TCK m. 157’de düzenlenen dolandırıcılık suçu, toplum düzenini bozan ve ciddi mağduriyetlere yol açabilen bir suçtur.

Nitelikli Dolandırıcılık Nedir?

Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık suçunun belirli nitelikli hâllerle işlenmesidir. Nitelikli hâller, suçun daha ağır ceza gerektiren şekillerini oluşturur ve TCK m.158’de ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Bu suç türünde, suçun işleniş şekli, kullanılan araçlar veya mağdurun özellikleri sebebiyle cezalar ağırlaştırılmıştır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK m.158’de düzenlenmiş olup, dolandırıcılık suçunun belirli şekillerde ve daha ağır koşullarla işlenmesi hâlinde ortaya çıkan bir suç tipidir. Bu suçun oluşabilmesi için genel dolandırıcılık suçunda olduğu gibi bazı zorunlu unsurların bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar; hileli davranış, zarar ve menfaat ilişkisi ve kast (manevi unsur) şeklinde üç temel başlık altında toplanabilir.

1. Hileli Davranış (Aldatma Unsuru)

Nitelikli dolandırıcılık suçunun en ayırt edici unsurlarından biri, failin mağduru kasten yanıltmak amacıyla başvurduğu hileli davranışlardır. Hile, mağdurun iradesini sakatlayacak derecede etkili ve sistematik olmalıdır. Bu noktada basit yalanlardan söz edilmemektedir. Hileli davranışın planlı, kandırıcı, karmaşık ve mağdurun denetim olanaklarını ortadan kaldıracak nitelikte olması beklenir. Örneğin, sahte belgelerle işlem yapmak, resmi sıfat takınmak, internet üzerinden sahte ilanlarla kişileri kandırmak gibi eylemler hile kapsamındadır. Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, hileye başvuran failin davranışı “mağdurun iradesini ortadan kaldıracak seviyede” olmalıdır.

2. Zarar ve Fayda Unsuru

Dolandırıcılık suçunun tamamlanabilmesi için mağdurun malvarlığında bir eksilme (zarar) meydana gelmesi ve failin veya üçüncü bir kişinin malvarlığında bir artış (haksız fayda) sağlanmış olması gereklidir. Bu yönüyle suç, neticeli bir suçtur. Yani yalnızca dolandırıcılık teşebbüs seviyesinde kalmışsa, zarar meydana gelmediyse, suç oluşmuş sayılmaz; ancak teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Zarar doğrudan maddi bir kayıp şeklinde olabileceği gibi dolaylı da olabilir. Aynı şekilde failin elde ettiği menfaatin mutlaka ekonomik bir değeri olması gerekir.

3. Kast Unsuru (Manevi Unsur)

Nitelikli dolandırıcılık suçu, doğrudan kastla işlenebilen bir suçtur. Failin, mağduru hileli hareketlerle kandırmak ve bu kandırma neticesinde haksız bir kazanç elde etmek iradesiyle hareket etmiş olması gerekir. Failin eyleminin sonucunu öngörmesi ve bu sonucu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi suçun manevi unsurunu oluşturur. Olası kast veya taksirle dolandırıcılık suçu işlenemez. Failin niyeti, suça hazırlık aşamasındaki davranışları ve olayın oluş şekli bu unsurun varlığının tespitinde önemlidir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için yukarıda belirtilen tüm unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlardan biri eksikse, suç ya oluşmaz ya da farklı bir suç tipi (örneğin basit dolandırıcılık ya da sadece teşebbüs) söz konusu olabilir. Dolayısıyla, nitelikli dolandırıcılık suçlarında hem maddi hem de manevi unsurların titizlikle değerlendirilmesi hem savunma hem de iddia makamı açısından büyük önem taşır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası

Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK m. 158’de düzenlenmiş olup, basit dolandırıcılığın bazı özel ve ağırlaştırıcı şartlarla işlenmesi durumunu kapsar. Suçun cezai yaptırımı, failin eylemi hangi nitelikli hal ile işlediğine, mağdurun durumuna ve suçun işleniş şekline göre farklılık gösterebilir.

TCK m.158’e göre, nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen kişi hakkında: “3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adlî para cezasına” hükmolunur.

Bu ceza hem hapis cezası hem de adli para cezası olmak üzere ikili yaptırım şeklinde öngörülmüştür. Dolayısıyla, mahkeme sadece hapis cezasına değil, ayrıca ekonomik yaptırıma da hükmetmek zorundadır. Hâkim bu yaptırımları birlikte uygulamakla yükümlüdür; yani bu suçta yalnızca para cezası veya yalnızca hapis cezası verilmesi kanunen mümkün değildir.

Nitelikli haller dolandırıcılık suçunun,

  • Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  • Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  • Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına,
  • Kamu görevlileriyle ilişkili olarak işlenmiş olması,
  • Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  • Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  • Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin, ticari faaliyetleri sırasında,
  • Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden doğan güveni kötüye kullanmak suretiyle,
  • Bir kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi şeklinde sayılmıştır.

Bu nitelikli haller, failin cezai sorumluluğunu artıran ve daha ağır yaptırım öngören durumlar olup her biri suçun hukuki değerine olan saldırının boyutunu artırmaktadır.

Hâkim, failin kast derecesi, suçun işleniş biçimi, zararın büyüklüğü, mağdurun durumu ve failin geçmişi gibi hususları dikkate alarak cezayı alt sınırdan veya üst sınırdan belirleyebilir. Ayrıca failin etkin pişmanlık göstermesi, zararı gidermesi veya suçun itirafı gibi lehine sayılabilecek hususlar da cezada indirime sebep olabilir (TCK m.62, m.168).

Nitelikli dolandırıcılık suçunda verilen hapis cezası miktarı yüksek olduğundan, mahkemenin bu cezayı adli para cezasına çevirmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulaması yapması oldukça sınırlı ve istisnai bir durumdur. Genellikle 2 yıl ve üzeri hapis cezalarında bu tür infaz rejimleri uygulanmaz.

Nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûm olan bir kişi, kamu haklarından yoksun bırakılabilir, memuriyet hakkını kaybedebilir ve adli sicil kaydında uzun süreli bir sicil kaydı oluşabilir. Ayrıca bazı sosyal haklardan da yoksun kalabilir.

Sonuç olarak, nitelikli dolandırıcılık suçu, yüksek hapis ve para cezalarıyla yaptırıma bağlanmış, ciddi bir malvarlığına karşı suç tipidir. Özellikle suçun birden fazla nitelikli haliyle birlikte işlendiği durumlarda ceza miktarı daha da ağırlaşır. Bu nedenle hakkında bu suçtan soruşturma ya da kovuşturma yürütülen kişilerin hukuki destek almaları hayati öneme sahiptir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçuna Hangi Mahkeme Bakar?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK m. 158’de düzenlenen ve ağırlaştırılmış ceza tehdidi içeren bir suç tipi olduğu için, bu suça ilişkin davalara bakmakla görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırıdır. Nitelikli dolandırıcılık suçunda cezanın üst sınırı 10 yıla kadar hapis olduğundan, TCK ve 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca bu suçlar Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanı dışında kalır. Bu kapsamda, soruşturma aşaması tamamlandıktan sonra savcılık tarafından düzenlenen iddianame, ağır ceza mahkemesine sunulur ve kovuşturma bu mahkemede yürütülür. Nitelikli dolandırıcılık suçuna konu fiillerin genellikle çok sayıda mağduru ve yüksek meblağlı maddi zararları içermesi de yargılamanın teknik ve delilsel yönünü karmaşıklaştırdığından, bu tür davaların ağır ceza mahkemelerinde görülmesi hukuki açıdan bir gerekliliktir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda İndirim Uygulanır Mı?

Bu suçta hâkimin takdirine bağlı olarak, failin tutum ve davranışları, suçun işleniş şekli ve zararın karşılanması gibi kriterler göz önünde tutularak cezada indirim yapılması mümkündür.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası Kaç Yıldır?

TCK m. 158 uyarınca, nitelikli dolandırıcılık suçu işlendiğinde fail hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıve ayrıcabeş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Bu ceza, basit dolandırıcılık suçuna göre çok daha ağırdır çünkü suçun işleniş biçimi, kullanılan yöntemler veya mağdurun konumu itibarıyla kamu güvenine olan tehdit artmaktadır. Özellikle suçun kamu kurumları, bilişim sistemleri, dinî duyguların istismarı ya da meslekten kaynaklı güvenin kötüye kullanılması gibi nitelikli hâllerle işlenmesi hâlinde ceza alt sınırdan uzaklaştırılarak daha ağır seviyede belirlenebilir. Mahkeme, suçun işlenişindeki organize yapı, mağdur sayısı, zarar miktarı ve failin kast derecesine göre cezayı artırma veya hafifletme yetkisine sahiptir. Hükmedilen adlî para cezası da hapis cezasının yanında ayrıca uygulanır ve bu yönüyle nitelikli dolandırıcılık hem özgürlüğü kısıtlayıcı hem de mali yaptırımı ağır bir suç olarak değerlendirilir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Zamanaşımı Kaç Yıldır?

Nitelikli dolandırıcılık suçunda dava zamanaşımı süresi, kanunda öngörülen azami cezanın ağırlığına göre 15 yıl olarak belirlenmiştir. Zamanaşımının geçmesiyle suçun soruşturulması veya kovuşturulması mümkün değildir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlık Nedir?

Nitelikli dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık, failin suçu işledikten sonra gönüllü olarak mağdurun uğradığı zararı tamamen gidermesi hâlinde devreye giren ve fail lehine cezai indirime imkân tanıyan bir ceza hukuku kurumudur. TCK m. 168 uyarınca, bu suçun işlenmesinden sonra fakat kovuşturma başlamadan önce zararın giderilmesi hâlinde cezada daha fazla, kovuşturma başladıktan sonra giderilmesi durumunda ise daha sınırlı indirim yapılabilir. Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi için mağdurun rızası aranmaz; failin zararı gidermesi yeterlidir. Bu durum, mahkemece cezayı üçte birden üçte ikiye kadar azaltma şeklinde değerlendirilebilir. Ancak zarar yalnızca kısmen karşılanırsa ya da iyi niyetli fakat eksik bir ödeme yapılırsa bu, hâkimin takdirinde daha sınırlı bir indirim sebebi olabilir. Etkin pişmanlık yalnızca maddi zararın giderilmesiyle sınırlı olmayıp, failin pişmanlık gösterecek biçimde davranışta bulunması (örneğin teslim olması, suçu itiraf etmesi) gibi unsurlar da hâkimin değerlendirmesine etki edebilir. Bu nedenle, nitelikli dolandırıcılık suçlarında etkin pişmanlık hem cezanın azaltılması hem de hükmün ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) gibi sonuçlar bakımından kritik öneme sahiptir.

Nitelikli Dolandırıcılık Şikâyete Tabi Mi?

Nitelikli dolandırıcılık suçu şikâyete tabi değildir; savcılık makamı, suç işlendiğini öğrendiğinde re’sen soruşturma başlatabilir. Mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi suçun soruşturulmasını engellemez.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Tutuklu Yargılama Mümkün mü?

Suçun ağır niteliği ve yüksek ceza miktarı nedeniyle tutuklu yargılama mümkün ve sıklıkla uygulanan bir yöntemdir. Özellikle kaçma veya delilleri karartma şüphesi varsa mahkemece tutuklama kararı verilebilir.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Zararın Karşılanması Nasıldır?

Nitelikli dolandırıcılık suçlarında zararın karşılanması, hem mağdurun uğradığı maddi kaybın giderilmesi hem de failin cezai sorumluluğu açısından kritik öneme sahiptir. Fail, suçun işlenmesinden sonra mağdurun malvarlığında meydana gelen zararı tamamen tazmin ederse, bu durum etkin pişmanlık hükümlerikapsamında değerlendirilir ve cezada önemli indirimlere yol açabilir. Zararın karşılanması, fail tarafından doğrudan ödeme yoluyla yapılabileceği gibi, mağdurla uzlaşma sağlanarak, mal iadesi veya tazminat yoluyla da gerçekleştirilebilir. Ancak bu ödeme mutlaka gerçek, ciddi ve gönüllü olmalı; failin iyi niyetini ortaya koymalıdır. Yargılama öncesinde yapılan ödeme cezayı daha fazla düşürme potansiyeli taşırken, kovuşturma aşamasında yapılan ödemelerde indirim daha sınırlı olabilir. Mahkeme, zararın ne ölçüde karşılandığını, ödeme zamanını ve mağdurun rızasını dikkate alarak fail lehine takdir indirimi uygulayabilir. Bu nedenle nitelikli dolandırıcılık davalarında, zararın giderilmesi sadece mağdur açısından değil, fail açısından da yargılamanın sonucunu doğrudan etkileyebilecek hukuki bir avantaj sağlar.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Para Cezasına Çevrilir mi?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK m. 158 kapsamında düzenlenen ve 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile beş bin güne kadar adli para cezasını içeren ağır bir suç tipidir. Bu nedenle, hükmolunan hapis cezasının süresi çoğu durumda adli para cezasına çevrilmesi mümkün olmayan sınırların üzerindedir. 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesine göre, sadece bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları, belirli koşullarla adli para cezasına çevrilebilir. Ancak nitelikli dolandırıcılık suçunda mahkeme, fail hakkında ceza takdiri sırasında alt sınırdan ve lehine tüm indirim sebeplerini (örneğin etkin pişmanlık, iyi hal, zararın giderilmesi) uygularsa, ceza süresi 1 yılın altına düşebilir. Bu durumda hâkim, somut olayın özelliklerine göre cezayı adli para cezasına çevirebilir. Yine de bu olasılık oldukça sınırlı ve istisnai bir durumdur; çünkü suçun niteliği ve kamu düzenine etkisi nedeniyle mahkemeler genellikle hapis cezası vermekte ve doğrudan infazını tercih etmektedir. Bu nedenle, nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezanın para cezasına çevrilmesi teorik olarak mümkün olsa da uygulamada nadir görülen bir durumdur ve detaylı hukuki analiz gerektirir.

Nitelikli Dolandırıcılık Hangi Suça Girer?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu kapsamında “Malvarlığına Karşı Suçlar” kategorisinde değerlendirilir. Mağdurun ekonomik olarak zarara uğratılması ve haksız fayda sağlanmasıyla gerçekleşir.

Nitelikli Dolandırıcılık Davaları Kaç Yıl Sürer?

Nitelikli dolandırıcılık davaları ortalama 1-3 yıl arasında sonuçlanır; ancak dava süreci suçun niteliğine, delil durumuna ve mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişebilir.

Nitelikli Dolandırıcılık Uzlaşmaya Tabi mi?

Nitelikli dolandırıcılık suçu uzlaşma kapsamında değildir. Uzlaştırma hükümleri nitelikli dolandırıcılık suçlarında uygulanmaz, dolayısıyla taraflar arasında uzlaşma mümkün değildir.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Denetimli Serbestlikten Yararlanmak Mümkün mü?

Nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında mahkûm edilen kişilerin denetimli serbestlikten yararlanabilmesi, infaz hukukunun temel prensipleri ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde mümkündür. Ancak bu haktan faydalanılabilmesi için mahkûmun cezasının infazına dair bazı koşulları sağlaması gerekir. Öncelikle, infaz kurumunda belirli bir süreyi iyi halli olarak geçirmiş olması, cezasının belli bir oranını tamamlamış bulunması ve suçun örgütlü ya da tekerrür kapsamında olmaması gerekir. Kanuna göre, 3 yıldan az kalan ceza süresi için, hükümlü denetimli serbestlik uygulanarak cezaevinden çıkabilir; fakat nitelikli dolandırıcılık suçunda verilen cezalar genellikle bu sınırın üzerindedir. Ancak fail hakkında ceza alt sınırdan belirlenmiş, indirim hükümleri uygulanmış ve infazda yatar süre azalmışsa, kalan ceza miktarı 3 yılın altına düşebilir ve bu durumda denetimli serbestlik uygulanabilir. Ayrıca zarar giderilmiş, fail etkin pişmanlık göstermiş ve cezaevi disiplini bakımından olumlu değerlendirilmişse, denetimli serbestlikten yararlanma ihtimali artar. Sonuç olarak, nitelikli dolandırıcılıkta denetimli serbestlik teorik olarak mümkündür ancak uygulamada her somut olayda dikkatle incelenmesi gereken birçok değişken mevcuttur.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Şikâyetten Vazgeçme Mümkün mü?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nda şikâyete tabi suçlar arasında yer almadığından, mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi ceza soruşturma ve kovuşturma süreçlerini durdurmaz. Bu suç tipi kamu düzenine yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendirildiğinden, savcılık makamı olayı öğrendiği anda re’sen soruşturma başlatmakla yükümlüdür. Dolayısıyla mağdurun sonradan şikâyetinden vazgeçmesi, davanın düşmesi sonucunu doğurmaz; ceza yargılaması, kamu adına devam ettirilir. Bu yönüyle şikâyetten vazgeçme yalnızca failin lehine değerlendirme yapılırken takdiri indirim nedeni olabilir, ancak doğrudan yargılamaya son verilmesine yol açmaz.

Nitelikli Dolandırıcılık Davası Ne Zaman Sonuçlanır?

Nitelikli dolandırıcılık davaları, suçun karmaşıklığı, dosyadaki deliller, tarafların durumu ve mahkeme iş yoğunluğuna göre değişmekle birlikte genellikle ilk derece mahkemelerinde 1-3 yıl arasında sonuçlanır. İstinaf ve Yargıtay süreçleriyle birlikte toplamda 4-6 yıla kadar uzayabilmektedir. Bu süreçlerde hukuki destek almak sürecin hızlanması açısından faydalı olacaktır. TCK kapsamında detaylı bilgiler için Gündüz & Hanoğlu Hukuk Bürosunun hukuk rehberini inceleyin.

Kaynakça

ONLINE RANDEVU AL